15 Ekim 2020 Perşembe

SOKAĞA SES VER


ANKARA'NIN GENÇ YETENEĞİ
Bir ben eksiktim bende geldim dedim ancak gelmem biraz zaman aldı. ''Malum pandemi sürecindeydik pek ilgilenemedim'' bahanesi sunmak istemiyorum. Çok boş vaktim vardı ama hazırladığım içerikler bilgisayarımdaydı ve bilgisayarım kırıldı. Onunla birlikte hevesim de bir nebze kırıldı. 

Şansa her zaman güvenen bir insan oldum ve kendimi hep şanslı hissettim. Kadere gelecek olursak; hayatın seçimlerden ibaret olduğunu, bu seçimlerin sonuçlarının kaderimizi çizdiğini düşünüyorum. Yani bu her insan kendi kaderini çizer demek oluyor.

Gazetecilik okuyor olmam benim seçimimdi. Bu yazıyı şu an yazmak da benim seçimim ama yazacak konuyu bulabilmek benim şansımdı. Nasıl mı? anlatıyorum....

Keşfedilmeyi bekleyen genç adam

Artık devrimizde sosyal medya sayesinde çok kolay fenomen ya da ünlü olunabiliyor. Büyük kitlelere hitap ediliyor ve güzel paralar kazanılıyor. Ancak bu ülkede hala keşfedilmemiş yetenekler de var.  Uğur Çelikkan bunlardan biriydi.  Çalmayı babasından öğrendiği sazıyla sokak müzisyenliği yapan, sokaktan para kazanan ve keşfedilmeyi bekleyen genç adam. O sokakta sesini duyurmaya çalışanlardan yalnızca biri.


''Ankara'nın Genç Yeteneği'' yayınlanan ilk haber başlığımdı. Motivasyonumu bu habere ve yayınlanmasında bana yardım eden insanlara borçluyum. Bu haber;  '' evet dilek sen bişeyler yapacaksın bu alanda'' dememe vesile olan ilk yazımdı. Çünkü henüz 17 yaşındaydım ve o yaşta gerçek bir gazetede haberimin yayınlanacağına ihtimal vermiyordum.

Sabah Gazetesi yazarlarından Vuslat Ay ile haberlere gidiyorduk. Benim kurumdaki öğretmenim konumunda olan kişi oydu. Bana mesleğin iç yüzünü, rekabeti ve insanları nasıl analiz edebileceğimi öğreten kişi de Vuslat Ay oldu. 

Ankara kalesine habere gitmiştik. Bazı sebeplerden haberi yapamadık. Gelmişken kaleye çıkıp etrafa bakalım dedik ve kendi uğraşlarıyla müzik yapan, insanların dikkatini çekmeye çalışan gençler gördük. Bizim dikkatimizi çekmişlerdi. Yanlarına gidip sohbet ettik, sohbetimiz röportaja dönüştü ve haber yapmaya karar verdik. Zaten Vuslat abla da burdan haber çıkar demişti. Onlar anlattı biz dinledik ve dedik ki neden bu insanların hayatlarına dokunmayalım....

Aradan biraz zaman geçtikten sonra haberi yazdım ve benim adımla yayınlandı. Bu benim için ilk adım oldu. Bu yüzden ilerde kariyerimde ilerleyebilirsem ve istediğim noktaya gelebilirsem beni motive eden vuslat ablam ve o çocuklarla karşılaşma şansım sayesindedir. 

Aslında habercilik demek hayatlara dokunmak demek. Ben staj dönemimde hayatlara dokunmayı öğrendim. O iki satırlık yazılar bile insanlara yardım edebiliyor. Bizde zaten bunu istiyoruz. Ben yazarken hep bunu istedim. Kelimelerimi hep buna göre seçtim ve bunu heves ederek başladım bu işin eğitimine. 

Bakmak ve görmek farklı şeylerdir. 


Sokakta müzik yapmak isteyen insanların önünden öylece geçmeyin. Ya da sadece o kocaman ekranları olan telefonlarınızla instagram hikayesi çekip arkanıza bakmadan çekip gitmeyin.  Sosyal medyadaki amacı sadece para kazanmak olan insanlara saatler harcarken ara sıra sokakta hayalleri için çabalayan insanları da takdir edin. 

Hayattaki tek amacınız öylece bakmak, baktığınızı kanıtlamak olmasın. Görmeye çalışın. Bakmak ve görmek farklı şeylerdir ve çok az insan bunun farkındadır. Dinleyin, izleyin ve anlamak için çaba sarfedin. 

Çok  aceleniz var tahmin edebiliyorum. Durup etrafınıza bakmaya, kafanızı kaldırıp gökyüzündeki kuşlara, bulutlara bakmaya vaktiniz yok. Parkta beş dakika dinlenmeye etrafı dinlemeye, Sokak ortasında ağlayan çocuğa ''neden ağlıyorsun?'' demeye bile vaktiniz yok. Çağımızın hastalığı sadece dinlememek ve korona virüsü değil yetişme telaşı da var.  İnsanlar eve yetişmeye, işe yetişmeye, okula yetişmeye çalışırken kendi hayatlarına geç kalıyorlar. Çağa Ayak uydurmak için bu kadar çaba sarf ederken, ruhlarınıza ayak uydurmayı unutmayın. ☽









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir ben eksiktim, bende geldim...

Merhaba. Ben dilek. Aslında bir blog açmayı uzun zamandır düşünüyordum. Hayata geçirmeye yeni karar verdim. Hayatımda bir şeyler yapma...